11 Ekim 2015 | Kategori: Yazılarım | 2.987 views
Kış,aylarından sonra ilk baharla yeşile boyanır bizim buralar.
Baharla birlikte bazılarımızın umutları çoğalır.
Fikirler sevgiye açılsın bu günlerde düşüncelerimiz umutlarımızla büyüsün.
Bir yanı yeni gelen bahar gibi gönlümün sanki, bir yanı kara kış…
Gün oluyor içim cıvıltılarla dolu, seviniyorum.
Gün oluyor hıçkırıklar diziliyor boğazıma, üzülüyorum.
Bazen bırakıyorum kendimi, dertler birbirine ekleniyor sıra sıra gülüm.
Havalar ısındı, İlkbahar ayları geldi mi göçmen kuşlar döner bizim buralara baharla birlikte.
Umarım bereket getirirler kanatlarının altında.
Onlar da bir umutla geliyorlar bizim buralardaki yeşil yapraklı,ağaçlara…
Yuva yapacaklar, yavruları doğacak, cıvıl cıvıl çoğalacaklar, yavru kuşlar umut umut diye ötsünler diyecektim gülüm.
Zaman öyle kötü oldu ki dünyanın bazı yerlerinde açlık sefalet devam ediyor, savaşlar oluyor en çok da çocuklar yaralanıp ölüyor.
Hiç suçları yok, günahsız, aç susuz, çığlık çığlık bebek sesleri televizyondan odalarımıza doluyor.
Analar çaresiz gözü yaşlı. Bizim elimizden bir şeyler gelmiyor, bir çare olamıyoruz.
Dertliyim ah be gülüm!
Evimizde televizyondan izliyoruz. Gözlerinde çaresizlik bakışları, yüreklerinde acı, ıstırap!
Çocukların aclıktan derileri kemiklerine yapışmış. Çocuğunu kucağına almış bir umut bekliyor analar! Savaş acının her türlüsünü yaşatmış! Televizyondaki görüntülere insan olanın ağlamadan bakacağını sanmıyorum diyecektim, gülüm.
Savaştan kaçan insanlar denizlerde boğuluyor. Bazıları toplama kaplarında bir dilim ekmek için ağlıyor. Ağıt çığlıkları semayı deliyor.Her gün onlarca insan ölüyor, kulaklarımız bu seslere tıkanmış! Kimseler bu aç susuz çocukların çığlık seslerini duymuyor! İçim titriyor, öfkem kabarıyor aklım parça parça oluyor.
İnsanlık ne hale gelmiş bi,bak hele gülüm.
Savaştan kaçan Körpe kuzular kuşa kurda yem oluyor çölün orta yerlerinde aç susuz! Hayat acımasızca devam ediyor, bütün dünya izliyor ! Müslümanlar göstermelik saray sofralarında, hepsinin keyfi yerinde! Çaresizlik ne zor şeymiş ya Rabbim!
Bir fotoğrafçı meslektaşım açlıktan yerde yatmış kalmış bir çocuğun fotoğrafını çekiyor. Fotoğrafçı oradan ayrılıp gidince, arkada bekleyen yırtıcı kuş o bebeği parçalayıp yiyecek biliyor. Ama elinden bir şey gelmiyor, üzülüyor, ağlıyor, isyan ediyor ,utanıyor insan olduğuna! Ama o fotoğrafı insanların görmesini istiyor. Yüreği kan ağlıyor, gözü yaşlı zorda olsa eli titreyerek fotoğrafı çekiyor. Ülkesine dönünce fotoğrafı bir dergide yayınlayor.
Bu fotoğrafı gören kişiler neler düşündüler acaba. İçlerinden utananlar oldu mu bilemem. Ama fotoğrafçı ülkesine dönünce gördüklerini unutamıyor, bunalıma giriyor ve intihar edip ölüyor ne acı bir olay diyecektim gülüm!
Bu gün düşünüyorum da ne kadar değerli bir fotoğraf.
Nur içinde yat mezarında değerli fotoğrafçı dostum.
Umarım saraylarda yaşayan insanlar utanıp bir ders almışlardır bu fotoğraftan. Fotoğrafçı meslektaşım insanlara sayfalar dolusu kitap yazsa, açlığı, yoksulluğu bir deri bir kemik kalmış, acılar içinde sürünen o çocuğu böyle anlatamazdı değil mi gülüm.
Bak gözlerime de bir beni dinle zeytin kokulum, yufka yüreklim,bir tanem.
Bazen biz fotoğrafçılar çektiğimiz bir kare fotoğrafla dünyayı ayağa kaldırır bazılarını utandırır,bazılarını da gururlandırırız.
BİR FOTOĞRAFIN BİN SÖZE BEDEL OLDUĞUNU
Sen biliyor musun, duydun mu bunu diyecektim gülüm.
1 Yorum:
Galip ÇAKIR:
Tarih: Haziran 20th, 2017 | Saat: 17:53
Bu yazımı sevgili eşime hitaben yazmış,dım
Bu yazdıklarım iki yıl öncesiydi
Yıllar geçti hiç değişen bir şey yok her taraf kan ve göz yaşı değil,mi gülüm.