Bizim Buralardan Bir Komutan

2 Ağustos 2012 | Kategori: Yazılarım | 3.184 views


3 Eylül 2011 günü Ankara’ya sünnet düğününe gittim. Düğün spor yazarları lokalin de imiş. Bir dost karşıladı beni yeride bulmama yardımcı oldu. Ankara’ya vardığımda saat üç falandı, düğün saat yedide başlayacaktı. Ankara’yı gezerim dedim biraz gezdikten sonra düğün evine gitmeye karar verdim. Metroya binerek yeni mahalledeki evlerine vardım. Orada Topal Osman amcanın oğlu subay olan şimdi emekli Zeki Komutanla karşıladım. Sağ olsun sever sayar beni bende severim kendisini. Hal hatır sorulduktan sonra “Abi dedi hadi ben seni bir yere götüreyim. Ben buraya gelmişken oraya da gidecektim beraber gidelim” dedi. Arabasına bindirdi biraz yol aldıktan sonra bir alışveriş merkezinin parkına girdik. Sonra yürüyen merdivenlerle üst kata çıktık, gezerken zeki komutan bir elektronik mağazasına girip kameralı bir cep telefonu satın alıp paket yaptırdı. Sonra giyim mağazasından bir tişört birde pontolan aldı. Paketlerle tekrar arabaya döndük yolda Zeki komutana sordum Zeki birine gidiyoruz ama kime dedim.
“Abi görevliyken bir söförüm vardı adı Salih di çok severdim keratayı tam bir Anadolu delikanlısıydı dürüst mert her görevini başarıyla yerine getiren bir askerimdi. Ben emekliye ayrıldıktan sonra Salihi başka arabaya şoför olarak görevlendirmişler. Bir gece dağdaki tererüstlerle çatışma olmuş takviye olarak bölükten asker gerekmiş arabaya binen askerleri Salih taşırken dağ yolunda yola döşenen mayın tuzağına çarpmışlar. Araba askerlerle havaya uçmuş bir kaç er arkadaşıyla bir teğmen şehit olmuş Salih de yaralanmış bir ayı geçmiş gatada hastanede yatıyormuş bende yeni öğrendim oraya gidiyoruz. Gel bir gönül alalım seninle” dedi. Sevindim hasta ziyaretlerini çok severim gönül alması çok hoşuma gider doğrusu. Bir köylümüm hastanede yatlığını duysam mutlaka uğrarım Tamam Zeki sevinirim benim için değişik olur bir gaziye selam vermiş oluruz dedim.
Arabamızla yol alırken konuşuyorduk bunları hemen gataya vardık yakınmış dedim.

SEN HA KOMUTANIM!..

Arabayı bir kenara bırakıp poşetleri alarak hastaneye girdik. Her taraf tertemiz ama kalabalık “kurban bayramı ya abi” dedi zeki “gazilerin yakınlarıdır bunlar”. Bence de öyleydi anam gibi giyimli gözü yaşlı analar gördüm kucağı çocuklu genç analar gördüm sakalları uzamış babalar gördüm elleri kınalı genç kızlar gördüm. Yalnız bir şey sezdim hiç biri neşeli değillerdi, yüzleri hüzün doluydu onlara bakdıkca içim burkuldu. Zeki komutan “Galip Abi sen şurada beni bekle ben asker nerede yatıyor öğreneyim geleyim” dedi. Ben beklerken ambulans sinyalleri çaldı, uzun uzun koşuşturmalar oldu, sedyeler istendi, bir yaralı var galiba dedim. Yanımdaki bayan konuştu bu gün televizyondan duydum yine bir çatışma olmuş bir teğmenle iki askerimizi şehit etmişler şerefsizler olayda yaralanan askerlerimizdir onlar dedi. Olayın sonunu öğrenemeden Zeki komutan bir görevliyle geld,i asansöre binerek kaçıncı kata çıktık bilmiyorum. Asansörden çıkınca görevli bir kaç oda geçtikten sonra “işte burada yatıyor Salih isimli asker komutanım” diyerek kapıyı açtı. Zeki görevliye dönerek “sağ ol evladım” dedi Ben arkadan geliyordum, Zeki kapı acılınca “geçmiş olsun arkadaşlar hepinize ayrıca hayırlı bayramlar” dedi. Odada dört kişi vardı kimin eller kesilmiş, kiminin bacakları kopmuş, kiminin gözleri sarılı elinin biri yok, kiminin bacağının biri. Nereye geldiğimi bilemedim. Gözleri sarılı, bacağının biri dizinden kesilmiş olan hasta “Zeki komutanım Zeki komutanım sen ha duyarsa gelir diyordum mutlaka gelir diyordum”.

Yaralı ve alçıya sarılı kollarıyla kesilen bacağını tutup oturmaya çalıştı ama oturamadı yatağa düştü. Komutanını sesinden tanımıştı. Zeki komutan yanına koştu yere çömelerek karyoladaki askerine sarıldı, gözleri sarılmış bacağı kopmuş Anadolu coçuğuna. Kopuk bacağını aldırmadı bile yiğit sahihim oğlum ne yaptılar zalimler sana böyle. Gözyaşlarımız doldu taştı ayrılmadı komutanından asker Salih, dakikalarca sarıldılar hıçkırıklar boğazlarımıza dizildi. ALLAHIM ne bu böyle diye söylendim kapının eşiğinde dona kaldım. Diğer askerlerde ağlıyorlardı. Asker Salih; “komutanım kusura bakma ayağa kalkamadım seni ayakta karşılamak kapını açmak selam durmak isterdim. Ama görüyorsun halimi beni bağışla komutanım beni bağışla”
Zeki komutan bir daha sarıldı kahraman askerine askerde sarılı kollarıyla komutanın, arkasını sıvazlamağa çalışıyordu. Gördüklerim duygu doluydu. Dayanılmaz gerçek bir hayat hikâyesiydi Kelimelerin tükendiği anlardı. Bayramda ailesi gelmiş hanımını coçuğunuda getirmişler. “Göremedim komutanım onları göremedim gözlerim çok hasarlı imiş göreçekmiyim bilmiyorum, bakıp sarılamadım onlara sadece kokularından bildim oğlumu komutanım. Yarınların bana ne getireceğini bilmiyorum gözümün birini görmez dediler, artık bacağımın biride yok. Bilmiyorum buradan ne zaman çıkarım” dedi. Zeki komutan hep güzel şeyler söyledi teselli etti Elinde getirdiği poşetleri bunları sana almıştım bile diyemeden baş uçundaki dolabın üzerine bırakırken seslerden bir şeylerin geldiğini sezen asker “Sağ ol komutanım zahmet etmişin” dedi. Zeki komutan konuşamadı bile tekrar tekrar askerine sarılıp yanındaki askerlerin hatırlarını sorarak ayrıldık. Gözlerimiz bu görüşmeye dayanamadı ikimizde ağlıyorduk. Nasıl ayrıldık Gata’dan hastaneden anlayamadım.

SAĞ OL ZEKİ KOMUTAN

Düğün yerine kadar hiç yolda konuşmadık.Düğün başladı, yemekler geldi yendi şarkılar çaldı oyunlar oynandı. Zeki ile ben adeta şoklanmış gibi olduk. Dalgın dalgın hep oturduk göz göze bile gelemedik. Düğün saat on ikide bitecekti, moralim çok bozuldu, ben saat onda ayrılmak istedim. Zeki beni otagara kadar getirdi. Zekiye hoşçakal derken gaziye telefonu alırken kamaralı olmasını çok istemiştin bunun bir sebebi varmaydı dedim. Zeki, “Galip abi asker bir gün telefonla eşiyle konuşurken istemedende olsa konuşmaya kulak verdim. Ah biraz param olsa kameralı bir telefon alır seni ve oğlumu her gün görerdim” diyordu. Özlem doluydu içi ama imkânı yoktu. Demek ki benim aklımdan hiç çıkmadı, onun için bu gün onu hatırladım. Hediye olarak ondan aldım abi dedi. Ama gözlerinin böyle olduğunu bilmedim ki. Sağ ol Zeki komutan sağ ol inşallah askerin gözlerini bir gün acarlarda askerin amacına ulaşır senide saygıyla hatırlar.

Bizim buralardan işte bunun gibi insanlarda komutanlarda çıkarmış gurur duydum Zeki komutanla doğrusu ben. Denizli’ye gelinceye kadar, arabada o gördüğüm gazilerin durumları beni hep düşündürdü. Şehit olmak güzeldi özeldi belki, ölümler güzel olmaz biliyorum, acılar ateşin düştüğü yerlerde büyüyor. Bazı bazı teselli ediliyor, şehit oldu ne mutlu deniyor. Belki ama ya gazi olanları hiç düşündünüz mü, yaşadıkça bir yeriniz yok, eksik hayatta sakat birisiniz işte.

YALNIZ ŞUNU BİLSİNLER…

Ah gazim sarp dağlardan kurşun yağar üstüne, sanki yıldızlar yere düşüyor sanırsın.
Ne bastığn yeri ne yolunu görürsün, yanı başındaki arkadaşların vurulur yere düşer bir bir, sen bir şey yapamazsın.
Bir mayın patlar kahbece savurur seni uzaklara. Tüm gökyüzü kararır bir an, gözünü açtığında gökteki yıldızları görürsün.
İşte o zaman anlarsın vurulduğunu, kendine gelir yerden kalkmak istersin kalkamazsın Baçağın biri yâda kolun kopmuştur. Bağırırsın sesin kesilir gider bitersin, az sonra tekrar bağırırsın devam eder gider.
Yaralı bir sen değilsin ki yanı başında şehit düşmüştür can yoldaşın. Sağ kalan arkadaşların koşar gelirler yanına, kucaklayıp seni helikoptere taşırlar Gata’ya. Hastaneye gelince anlarsın ne haldesin. Ayların geçer buralarda, senin gibi kahraman Mehmetçik doludur burası. Hepsinin ayrı ayrı hayat hikâyeleri vardır, ama hepside bu vatan için vurulmuşlardır. Sonra gazetelerden okur televizyonlarda görürsün bu gün yedi şehit verdik yazılarını, yine hüzünlenirsin burada olduğuna.
Sonra bir resim gözüne çarpar bir milletvekili deniz kenarında sevgilisiyle eğlenmekte. Fikirlerini savunduğu insanlar kandil dağında onların nasıl kandırıldıklarını görürsün. Aynı milletvekilini polisi taşlarken görürsün ama buna rağmen Ankara’da kimsenin sesinin çıkmadığında görürsün. Bir bayan milletvekili polis müdürünü tokatlar, hakaretler yağdırır, hükümetin bu vekil hakkında bir şey yapmadığını görürsün. Al bayrağımızın yollarda yakıldığını görürsün. Polisin, öğretmenin, askerin vurulduğunu görürsün. Deprem yardımına gelen yardımların nasıl yağmadıklarını izlersin. Yollara kahbece mayınların döşendiğini okulların yurtların evlerin yakıldığını görürsün. Yeni öğretim yılında öğretmen evinde elli öğretmeni yakmak isteyenleri görürsün.
Kızar, öfken kabarır, iyi olunca dönmek istersin tekrar göreve. İntikam almak istersin ama yapamazsın sen bir gazisin artık.
Ve bir gün Gatadan taburcu olup çıkan gazinin bir iki ay sonra nasıl unutulduğunu belki geçim derdine düşüp bir sokak başında ağlayarak görür duyar üzülürsün. Sonrada ben bunlar için mi böyle oldum dersin.

8 Eylül tarihli gazetelerde çıkan bir haber beni de üzüyor; ilin birinde de meclis toplantısında şehitlerimize bir dakika saygı duruşuna davet edilir içlerinden birileri itiraz ederler ne gerek var derler. Tartışmadan sonra en sonda oylayalım denir. Oylamada saygı duruşu yapalım diyenler kazanır. Bak şu ülkeye benim aziz şehidime saygı duruşu bile oyla oluyor artık. Sen üzülme aziz şehidim rahat yat yurdum topraklarında. Sende üzülme kolları bacakları olmayan gözleri görmeyen gazim. Bu ülkeyi ve sizi bu hallere getirenler utansın, bilirlerse utanmayı! Yalnız şunu bilsinler; asla unutmıyaçağız Ankara’da Gata hastanesinde bir bayanın dediği gibi bu “şerefsizleri”. Bu vatan için bu bayrak için kopan kollar, bacaklar, dağılan bedenlerimiz bedelse bedel akan kanlarımız feda olsun.

Sana acil şifalar şerefli gazim, sende rahat uyu vatan topraklarında aziz şehidim. Huzurlarınızda saygıyla eğiliriz…





16 Yorum:

Avatar

dilek kurşunoğlu:

Tarih: Ağustos 10th, 2012 | Saat: 07:23

Okuyunca çok duygulandım…komutanının askerine olan duyarlılığı etkiledi doğrusu beni….keşke hepimiz böyle duyarlı olabilsek….eline sağlik,çok güzel bir yazı olmuş…..

Avatar

fotogalipcakır:

Tarih: Ağustos 11th, 2012 | Saat: 05:35

Evet sevgili dilek keşke içimiz hep keşkelerle dolu.bir insanın yüreğinde insan sevgisi yoksa ne yaparsınki,yanlız o insan bir gazinin yaşadıklarını görse benimle bir şehitin anasının göz yaşlarını görse bir hastanede bir gazinin yaşadıklarını görse ılgıt ılgıt erir eminim günlerce kendine gelemez. umutum hep güzel günlere dönük benim umarım o güzel günleri beraberce yaşarız güzel yorumun için teşekkürler.

Avatar

Ahmet Gülez:

Tarih: Ağustos 11th, 2012 | Saat: 11:57

Sayın biraderim,emeğine,yüreğine sağlık,size nelerdesem az gelir,AMA decem gare.TEŞEKKÜR EDERİM:

Avatar

Eşe:

Tarih: Ağustos 11th, 2012 | Saat: 18:45

Galip Dayı çok güzel bir yazı olmuş okurken çok duygulandım ayrıca amcamıda tebrik ediyorum bu kadar duyarlı davrandığı için.

Avatar

fotogalipcakır:

Tarih: Ağustos 26th, 2012 | Saat: 06:25

Yorumun için teşekkürler ahmet abi

Avatar

fotogalipcakır:

Tarih: Ağustos 26th, 2012 | Saat: 06:26

Güzel yorumun için teşekkürler sevgili eşe

Avatar

halil ibrahim balık:

Tarih: Eylül 4th, 2012 | Saat: 20:05

galip usta köyümüzden böyle yit deli kalı guzide kurumuzda görev yapan böyle komutanlara minatarız elazığda oğlum aliye cok destek oldu elazığa ğitik eşime ve banada cok cok ilgilendi sağolsun değerli insanı yazdığın içi,n teşekür ederiz

Avatar

vahit güldür:

Tarih: Eylül 22nd, 2012 | Saat: 14:43

çok duygulu bir yazı.eline sağlık galip abi

Avatar

fotogalipcakır:

Tarih: Ekim 6th, 2012 | Saat: 13:00

sevgili balık ellerine sağlık zeki iyi bir insan benim öğretmen yavrularım içinde çok uğraş verdi kendisine bu yazım dolaysıyl teşekkür ediyorum sağ olsun .

Avatar

fotogalipcakır:

Tarih: Ekim 6th, 2012 | Saat: 13:02

sevgili vahit yazılarımın devamlı okuyucusu olman kısada olsa iki satırda olsa bir şeyler yazman inanki mutlu kılıyor beni seviniyorum Allahda sizleri sevindirsin selamlar..

Avatar

Fehmi BADEM:

Tarih: Aralık 5th, 2012 | Saat: 14:32

Her ne kadar köyümüzde kültürel yozlaşmadan yakınsam da böylesine duyarlı insanların varlığına şahit olunca gurur duyuyorum onların varlığından ve Beylerlili olmaktan.Bir yandan keşke bende orda olsam o duyguyu yaşasaydım derken diğer yandan iyi ki görmemişim bu kadar ağır bir duyguyu taşıyamazdım diyorum . Ama her ne kadar görmesem yaşamasam da şurada okumak bile üzdü beni.yüreğinize sağlık…..

Avatar

fotogalip:

Tarih: Aralık 9th, 2012 | Saat: 15:51

Sevgili fehmi hani anlatılmaz yaşanır denir ya işte öyle bir şey.Bilirmisin o yaşam acılarını hiç raslatınmı bilmem insana bir duygu doluyor oracıkta ayrılp gidiyorsun başka acılara kızıyorsun basıyorsun küfürü bu yiğitleri bu hala getiren şerefsizlere ama hepsi bu kadar hepsi bu kadar işte başkada bir şey gelmiyor elindenEvet fehmi bir olayı anlatdım bir komutanla bir askerin kısada olsa bir kac dakikasını paylaşdım sitemde eğer benim yüreğim taş gibi diyenler varsa yolu düşerse buralara bir uğrasınlar oralardan gülerek cıkmak mümkün değil erir insan.Hem beni hemde bizim buraların can yürekli insanlarını anımsayıp yorum yazdığına sevindim soğ ol sağlıkla kal…..

Avatar

Mustafa canavar:

Tarih: Şubat 17th, 2013 | Saat: 16:25

Canim arkadasim ne guzel anlatmissin O guzel gazi ve sehitlerimizi O kahraman komutani Kalemine yuregine saglik .Soyleyecek tek bir keleme bulamadim cok harika anlatmissin .saygi ile selamlar .hosca kal……

Avatar

fotogalipcakır:

Tarih: Şubat 28th, 2013 | Saat: 13:46

Sağol sevgili arkadaşım

Avatar

O.Fener:

Tarih: Ocak 26th, 2014 | Saat: 22:52

Zeki komutan, asil yürekli arkadaşımıza sonsuz teşekkürler. Konuyu sitende aktardığın için size de çok teşekkür ederim Galip Usta. İyi ki varsınız Değerli dostlar.

Avatar

galipcakır:

Tarih: Ocak 30th, 2014 | Saat: 17:30

SAĞ OL SEVGİLİ OSMAN BİR ANIYDI O GÜZEL DUYGULAR İÇİNDE YAŞANAN

Yorum Yap:

Bizim Buralardan Merhaba!..

Neler Yazdım?

Gazete Manşetleri

Bizim Buranın Havası

DENIZLI

© 2024 Tüm hakları saklıdır Bizim Buralar Beylerli – (Foto) Galip Çakır - Düşüncelerimi ve görüşlerimi paylaştığım adresim. Beylerli hakkında yazılarımıda burada bulabilirsiniz. (Foto) Galip ÇAKIR Wordpress