Dudu Kız

Sana bu yazıyı, bizleri bırakıp gittiğin günün akşamı yazmıştım

23/01/2016 günü, siteme koymak tam on, altı ay sonrası bu güne rastladı

Bu gün  yine senin için toplandık, Senin mevlütlü dualı yemeğini yapıyoruz.

Açtık ellerimizi de Allaha dualar ettik gönderdik sana

Nede çok sevenin varmış, bizim buraların güzel gülen yüzlü kızı,

Hadi başını kaldır da yatığın yerden bir bak bu yana

Oğlun bi tanen büyüdü eşin Bahattin hep onunla.

Ama gözleri inan seni arıyor bu kalabalıklarda

Biliyorum ki, haberin olmuştur.

Belki oradan bakarsın bizde hayalini görürüz diye fotoğrafı yattığın yere doğru çektim.

Sana köyümüzün ağaçlarının çiçek açtığı bir bahar gününden

Dualarla sevgilerle ve hasretle anıyoruz nurlar içinde yat.

AHH DUDU KIZIMIZ NE YAPTIN SEN BÖYLE

Kahrolası, kara toprak, sana, bu kadarmı, muhtaç, söyle.

Bu gün,

Ilgıt, ılgıt, düşüyordu, yüreğime, gözyaşlarım.

İçim, içime, sığmıyor, canım çok, yanıyordu

Bir sevdiğimin, ölüm haberini, duyduğumda.

Yâda, köyümde biri

Bir, yakınını, kayıp ettiğinde

Benden, de çok şeyler, yok olur, gider

Yaşamam, sanki kayıp olurum, kalabalıklarda.

Köyümde Cenaze, namazında, cami avlusun, da.

Dayanamam, bir türlü, ölüm ayrılığına.

Sevdiğim insanlar, omuzlarda, uzaklara giderken.

Şu, yaralı, yüreğimden, çok şeyler alır, götürürler benden.

 

Ailesinde, yaşayan, onca, koca çınar, ağaçları dururken

Taze mersin, dallarını da, kırar gidermiş, zamansız esen rüzgârlar

Ateş düştüğü yeri, yakıyor, işte o an, başlar dayanılmaz olur, acılar

Yaşı yirmili, yıllarının tam ortasında, olgunluk, çağında

Kendisinin onca, hayalleri var iken, eşiyle çocuğuyla.

Bir amansız ve o, kadarda zamansız

Daldın, derin uykulara

Seni, bir daha, uyandıramadık, sevgili Dudu,kızımız.

 

Kara bulutlar, kaplamış köyümüzün, üzerini

Bu gün, Çengel, dağının başı, dumanlı,

Saklamış, yeşil ormanlarının, rengini

Belli ki, dağlara da, malum olmuş

Bahattin, oğlumuzun eşi, dudu, kızımızın, kara toprağa gittiğini.

Köyümde, soğuk bir kış, günlerinden birisi, daha bitiyordu.

Acıların, en büyüğünü yaşıyorduk, köyümüzün, mezarlığında.

Dudu kızımızı, toprağa, koyduğumuz öyle, saat,ların, da

Bir, gök, kuşağı, görünüyordu, çardak dağlarında.

Kimse, bir birine bakamıyordu, gözlerimiz dalıp, gidiyordu uzaklara.

Bir mezara, bir sevgili, Bir sevgilisini, gömüyordu.

Gözlerinden, yaşları, yağmur gibi, akıyordu.

Kucağına alıp, elleriyle, veriyordu, eşini, kara toprağa.

 

Bahattin, oğlumuzun, o,hüzünlü, duruşu,

Öyle üzüyor ki, insanı

Çok, sevdiği bir kişinin, ben gidiyorum, demeden, ansızın gidişi,

Şimdi o, gidişin ardından, dua, ederken bile, sızlıyor insanın İçi

 

Ama her şey bitmiştir,

Tüm güzel yaşanmışlar, anılar hatırlandıkça

Koça bir yığın olur çıkar karşımıza, yutkunamaz bile insan.

Dayanılmaz  acılardır bunlar, sabırlar versin Yaradan.

Bir sevgili, sevdiğini hiç unutamaz, günlerce ağlar ardından,

Onu  hatırladığın anlarda, bir güzel koku yayılır havadan.

Gidenlerin ardından söylenir yakılır, ağıtlar

Günlerce beklersin ama bilirsin ki

Aldığını  vermezmiş  geriye  kara topraklar.

 

Oysa hayat ağaçlarından düşermiş ömürler yaprak yaprak

Sen gittin ya dudu kızımız

Avuçlarımızdan bu kadar zamansız

Bazen düşünüyorum da

Kahrolası kara toprak, sana bu kadarmı çok muhtaç,

ALLAH, Aşkına bir bakın

Fotoğraftaki  şu güzel yüzlü,

Gülen bir kızın

Duruşundaki  zarafet ile bakışındaki gizeme,

Ağzındaki tebessüme bakınız.

Eşi Bir tanesi Bahattin oğlumuz

Kendisine  böylesine büyülü  gözlerle bakan Kadını  bu güzel eşini

Tanrı emri olmasa, yanından bırakacağını mı  sanıyorsunuz

Kendi elleriyle kara, toprağa teslim eder  mi sanıyorsunuz.

 

Ahh dudu kızım, ne yaptın sen, böyle

Kahrolası kara toprak sana bu kadar çok, mu muhtaç

Bahattin, nin kalbi, senin yokluğuna, çarpacak

Seni hatırladıkça, yine acıyacak sol yanı

Bir dinle bak,

Neleri, mi alıp götürdün eşinden, gülen gözlüm

O, Sevdiğin adam,

Hayallerine dalıp, odalarda sensiz, dolaşacak

Her seferinde seni, hatırlayarak, yaşayacak

Kayıp ettiğini, bilerek

Yine, kokun geldiği yöne, dönecek

Senin, olmadığın evinde

Tek başına içtiği, cayın tadı, olmayacak

Buruk cayın, deminde, koyulaşacak, yokluğun rengi

Uzaklardan, Duyduğu, hüzünlü şarkılar bile, acıtacak içini

Evin, soğuk odalarında, yine seni düşünüp, ağlayacak

Bazen, hayallerin gelecek, gözünün önüne, seni özleyecek

Yıllar, geçip gidecek sensiz, ama seni o, hiç unutmayacak

İnan ve güven, ona, söz

Oğlunuzu, en güzel senin, anılarınla, büyütecek.

 

Ah, bir bilsen bizim buraların güzel kızı

Giderken neler götürdün, EŞİN Bahattin’den.

Beni,

Foto galip amcanı bile çok üzdün, giderken

Gittin,

Soğuk bir kış günü hiç birimize  hoşça kal bile demeden.

 

Düşünüyorum da  bazen

Kahrolası, kara toprak

Sana  bu kadar  çok  mu  muhtaç

Hatırlandıkça, sevenlerinden dualar, eksik olmayacak,

Bizim buraların güzel kızı sen, bulunduğun yerde nurlar içinde yat.