YARIN BAYRAM BABA

16 Temmuz 2015 | Kategori: Yazılarım | 4.078 views


(Babamla Söyleşiler 1)

Bugün son arife! Az sonra Denizli’deki mezarına gideceğim. Bayram arifelerinde cıvıl cıvıl olur şehir mezarlıkları. Çiçekçi Mehmet’e buket yaptırdım mersin dallarından, içine de beş gül koydurdum baba. Beş gül, beş evladının yerini tutsun diye. O buketi başucundaki mermere sımsıkı bağlayacağım. Sonra mezarındaki kurumuş otları temizleyeceğim. Huzurunda diz çöküp, mezarının yanında ellerimi semaya kaldırıp Allah’a dualar edeceğim. Sonra da köye gitmek üzere ayrılacağım yanından. Giderken uzaklardan dönüp dönüp sana bakacağım. Hüzünlenip de ağlayacağım baba, ağlayacağım!

IMG_1530

Bugün son arife, ben de köye gideceğim. Canım anam çok özlemiştir beni. “Oğlum gelecek!” diye karakavuk otlarını kazmış gelmiş de yıkamıştır bile. Sirkeyi de hazırlamıştır, yufkayı da. Anam benim ne sevdiğimi çok iyi bilir.

Anam anam, ah anam!

Acıyor sol yanımda kanayan yaram.
Benim gibi gurbette olanlar, sıla özlemi çekenler yarın cep telefonlarına sarılıp bayram mesajları gönderecekler dostlarına, yada tuşlara basıp “Alo! Bayramınız kutlu olsun!” diyecekler. Fakat baba, ne mesajlar ne de telefon konuşmaları, eski mektupların yerini tutmuyor inan. Postacılar eskisi gibi gül kokulu mektuplar getirmiyorlar; hani o bir fotoğrafın bin söze bedel olduğunu söyledikleri resimli tebrik kartları gelmiyor artık baba! Postacılar evlerimize mahkeme kâğıtları, icra kâğıtları getirir oldular. Gelmiyor o buram buram hasret kokan mektuplar. Ne zarfları kaldı, ne pulları; aniden bir sır gibi yok olup gittiler.
Hani birkaç gün köyde kaldıktan sonra her Denizli’ye dönerken “Oğlum, söz ölüm getirmez! Gidip de dönmemek var, gelip de görmemek var!” derdin de hakkımızı helal ederken sarılırdık ya, arkamızı ellerimizle sıvazlardık ya! Ne kadar haklıymışsın baba; bu günlerde sevdiğim insanlar vefat etti, aklıma hep sen düştün. Kendi kendime sordum; “Bu insanlar çocuklarına bizim gibi doya doya sarıldılar da mı, gittiler acaba?” diye, yine hüzünlendim baba. Sol yanımda ağrılar başladı, dayanamıyorum bu acılara! Gayrı hasretinin açtığı yaralarım iyice depreşti.
“Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar!” derdin ya baba, bunları anam duymasın çok ağlar.
Sadece anam değil; duyarsa gelin kızlarımda, hanımım da ağlar; çünkü onlar da bir ana!

GURBET KUŞLARI

Bugün son arife! Gurbet kuşları yarın yuvalarına dönecekler, akşamları baba ocaklarından göklere doğru beyaz bir tül gibi incecik bir duman tütecek! Bazıları haber bekleyecek anadan, babadan, askerden, sevgiliden, gurbetteki oğlundan kızından! İşte bu nedenle gençlere, “Haydi durmayın, arayın bekleyenlerinizi; gönüllerini alın, dualarını alın ne olur! Arayın ananızı, babanızı; sevindirin onları!” diye haykırmak istiyorum. İçlerinden beni dinleyen ille de birkaç kişi çıkar değil mi baba? Sağken kıymetleri bilinmiyor, ancak aramızdan ayrıldıktan sonra onları hep arıyoruz.
Ah baba, sol yanım ağrıyor, dayanamıyorum gayrı ayrılıklara! Duygulandım yine, yarın bayram baba, bugün son arife! Dargınlar barışır mı bilmem, fakat yürekler kabaracak yarın, hasretlikler çökecek zehir gibi yüreklerimize! Kavuşamayışın acılarıyla kıvranacağız, özlemlerimiz daha da çoğalacak. Bazılarımız bakalım gelecek bayramı görebilecek mi? Kim bilir? Kaç kişiler sevinecek, kimler ağlayacak için için eşine, oğluna, kızına, yavuklusuna, askerine? Yarın bayram coşkusuyla dolacak gönüllerimiz, dolup taşacak insanlarla köyümüz! Komşu köylere tıka basa insan taşıyacak arabalar! Yarın bayram baba, yokluğun yine içime oturacak ve ben yine bu ayrılığa hiçbir anlam veremeyeceğim; hiçbir çare bulamayacağım!

TAHİR HAFIZI KOMŞU GÖNDERDİK SANA

IMG_1528

Bugün son arife, az sonra mezarına gideceğim baba. Aşık Veysel’in “Benim sadık yarim kara topraktır” dediği gibi, kara toprakla buluştuğun kabrinin başında olacağım. Tahir Kaya ağabeyimizi de komşu koyduk yanına, komşuluk ilişkileriniz iyidir. Tahir Hafız’a sor, en iyi o anlatır bizi. Cami arkadaşlarını sor, köyü sor, köylüyü sor, torunlarını gelinlerini sor, anlatsın sana. Gördüğün gibi işte baba, sırası gelen geliyor sana komşu olmaya. Tahir Hafız’ı yolladık, sıra belki yarın anamda, belki de bende. Ölüm bu, kime geleceği belli olmuyor! Saati yok, günü yok, randevusu yok! Hasretlik duygularım depreşti yine, yarın bayram baba! Sol yanım ağrıyor, acı veriyor baba!

Varsın seninki kadar uzun olmasın benim ömrüm! Yaşlanırsam çekilmez adamın biri olurum da eşimi, oğullarımı, gelin kızlarımı üzerim diye çok korkuyorum inan baba! Onun için önce ben geleyim yanına, yine beni hasretle bekle,

DUALARINI ALLAH KABUL ETMİŞ BABA

Torunların mı? Onlar büyüdüler baba, insan içine karıştılar. Ali Galip avukat oldu, İsmail de İngiliz dili muallimi. İkisi de evlendiler, onların hanımları da muallim baba. Bir görüp tanısaydın gelin kızlarımı, onların elinden bir fincan kahve içmek nasip olsaydı sana, ne kadar sevinecektin biliyorum baba. Allah’a nasıl da dua ederdin onlar için. Hep “Oğlum, Allah çocuklarına hayırlı iş, hayırlı eş versin!” derdin ya baba, duaların yerine ulaşmış emin ol. Yine özledim o dualarını, yine özledim o sesini! Nasıl olsa bir gün geleceğim baba, sensiz bayramlarda yaşamak zor oluyor çünkü. Baba sol yanım, yüreğim yanıyor da kimselere anlatamıyorum!
Duyarsa anam ağlar! Sadece anam mı baba?
Duyarsa gelin kızlarımda, hanımım da ağlar çünkü onlar da bir ana!
“NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN”

Bugün son arife! Her Cuma mezarına gidiyordum, fakat ara verdim. Başucuna mersin ağaçları diktim, ayakucuna da nilüfer çiçekleri baba! Hem sular, hem seninle hasret giderirdim. Lakin Tahir ağabeyim yanına gelince, ben gelemez oldum! O benim en yakınımdı, canciğer kardeşim gibiydi inan! Onun için dayanamıyorum da gelemiyorum baba, bağışla beni! Bir mersin ağacı da onun başucuna diktim, ölmeden bir büyütebilsem onları! Onları büyüteyim de gölgesinde kuşlarla böceklerle sen de serinlen istiyorum. Biz ara sıra geliyoruz, ama bizim evlatlarımız gelecek mi bilmem, bilemem. Bir damla suya hasret mi kalacak mezarımın üzerindeki otlar kim bilir? Benim başucuma bir ağaç diken olacak mı, bir bayram öncesi son arifelerde bana da bir Fatiha okuyan olacak mı, bilemiyorum baba. Mezarıma çiçek dikecek gelin kızlarım gelir mi torunlarımın ellerinden tutarak, bana koşacaklar mı, seslerini duyabilecek miyim bilemiyorum! “Büyük baban sizleri çok severdi!” diyecekler mi? Evlatlarımdan senin mezar taşın gibi benim de mezar taşımı yaptıran olacak mı, yoksa adımız sanımız kaybolup gidecek mi, bilmiyorum. Yalnız ümidim var, sen demez miydin, “Oğlum ne ekersen, onu biçersin!” diye. Ben senin gönlünü hoş tutabildiysem, seni kırmadan, seni üzmeden yaşatabildiysem, eminim onlar da bana aynısını yapacaklardır. Onlar da torunlarımla mezarıma gelecekler, özlem duyacaklar, arayıp soracaklar, dualarını okuyacaklar. Yine hem ağladım, hem yazdım baba. Sol yanım ağrıyor, hüzün kapladı yine içimi, hasretlik yaralarım depreşti yine!
Duyarsa anam ağlar! Sadece anam mı baba?
Duyarsa gelin kızlarımda, hanımım da ağlar çünkü onlar da bir ana!

Bugün son arife, yarın bayram baba, yarın bayram! Yarın yine bayramlaşmak için camiden dönüşünü bekleyeceğim evimizde. Her kapıyı açışımda, köşedeki minderin üstünde gülümseyen gözlerini arayacağım. “Vaaay! Gelivermiş benim aslanım!” diyen, dağları taşları inleten sesini, sarılıp da sırtımı sıvazlayan ellerini arayacağım. Bu kez çok hüzünlendim baba, sol yanım ağrıyor yine! Hasretlik ağrılarım, gönül yaralarım depreşti yine!

Bunlar geçmez oldu gayrı baba.

Duyarsa anam ağlar! Sadece anam mı baba?
Duyarsa gelin kızlarımda, hanımım da ağlar çünkü onlar da bir ana!

__________________________________________
Bu yazıyı okuduktan sonra kardeşimin gönderdiği yorumu da yazıma eklemek istedim;

Merhaba Galip Ağabey!

Yazarım, şairim, ilk ustam merhaba!

Bir insan babasıyla bu kadar yürekten mi söyleşir? Bir insan babasını bu kadar mı özler?

Beni bu arife gününde gerçekten çok duygulandırdın. Ben sana göre biraz daha dayanıklıyımdır bilirsin. Gurbete 11 yaşında çıktığımdan bağrımın ezikliği biraz sertleşmiş, biraz nasır bağlamıştır. Bu yüzden cümlelerini okurken ağladığımı falan sanma. Ben ağlamadım. Bütün gücümle göz pınarlarıma yüklendim, direndim; fakat gözlerimde biriken yaşlar engel tanımadı, kendiliğinden sel olup aktılar. Çünkü senin sözlerinle ben de söyleşmiş oldum babamla, fakat ben ağlamadım. Belki de o gözyaşları babamla bir çay içimi birlikte olabilmenin, onun hayaliyle olabilmenin anlatılmaz coşkusu ve mutluluğuydu. Her ne kadar acılarla haşır neşir olsa da kalbim, beni bu söyleşi çok sevindirdi. Bazen insan sevinirken de gözyaşı dökebiliyor demek ki!

Bu söyleşiyi senden aldığım değerli bir bayram armağanı olarak saklayacağım, babamı her özlediğimde açıp okuyacağım. Kalemine, yüreğine sağlık ağabey.

Nice söyleşilerde, nice bayramlarda buluşmak üzere…

Kardeşin Sabri





11 Yorum:

Avatar

ELİF KERİME TÜTÜNCÜOĞLU:

Tarih: Temmuz 16th, 2015 | Saat: 16:49

Ne diyeyim ki gönlüne sağlık. Aydın dan saygı ve selamlar bayramınız kutlu olsun…

Avatar

Galip ÇAKIR:

Tarih: Temmuz 16th, 2015 | Saat: 18:00

Kardeşim sabri güzel yorumun için teşekkürler babam düşüverdi gönlüme bu gün son arife gününde oturdum da gönlümden geçenleri yazdım bizim buraların sayfalarına

Avatar

Galip ÇAKIR:

Tarih: Temmuz 16th, 2015 | Saat: 18:05

Sevgili elif ne diyeyim ki diyorsun demek ki benim ne demek istediğimi anlamışsın sağ ol sevgili elif bu gün son arife yarın bayram bizim buralardan hayırlı bayramlar hoşça kal…

Avatar

vahit güldür:

Tarih: Temmuz 19th, 2015 | Saat: 18:55

galip abi eline,yüreğine sağlık duygusal,hasret kokan bir yazı olmuş.

Avatar

Zeki AKDUMAN:

Tarih: Temmuz 23rd, 2015 | Saat: 07:33

Galip Ağabey ne yapıtın böyle.Bu ne duygudur.Kalbimin üzerine hançer saplansaydı bu kadar sızlatmazdı.Selam ve saygılarımla.

Avatar

Galip ÇAKIR:

Tarih: Temmuz 23rd, 2015 | Saat: 08:44

Sevgili Zeki Bazen oluyor da bu gönül hiç bir şey söyleme yaz diyor . Bir bayram arifesinde bizim buraların sayfasına düşen özlem yazılarından biri. güzel yorumun için teşekkürler selamlar Bizim buralardan sizin oralara.

Avatar

Zeki Akakça:

Tarih: Ağustos 17th, 2015 | Saat: 16:18

Yine duyguların sel olup aktığı bir yazı, yine insanın boğazının düğümlenip göz pınarlarını açan bir yazı. Yüreğine sağlık Galip abi. Saygılar sunarım …
Ne olur yazmaya devam et. Bu ekmek arasına çökelek döküp soğan yanaştırarak yemek gibi bir şey…

Avatar

Erdoğan BALIK:

Tarih: Ağustos 18th, 2015 | Saat: 08:14

Yüreğine sağlık Galip abi İnşallah bizlerinde mezarına gelip bir fatiha okuyacak evlatlar yetiştirmek nasip olur inşallah……….Sevgi ve Selamlar..

Avatar

Galip ÇAKIR:

Tarih: Ağustos 18th, 2015 | Saat: 14:35

SEVGİLİ VAHİT YORUMUN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER ELLERİNE SAĞLIK.

Avatar

Galip ÇAKIR:

Tarih: Ağustos 18th, 2015 | Saat: 14:38

SAĞ OL SEVGİLİ ZEKİ YAZMAĞA DEVAM EDİYORUM YORUMUN İÇİN TEŞEKKÜRLER BİZİM BURALARDAN SELAMLAR

Avatar

Galip ÇAKIR:

Tarih: Ağustos 18th, 2015 | Saat: 14:40

SEVGİLİ BALIK UMARIM DİLEKLERİN GİBİ OLSUN GELECEĞİMİZ NE EKERSEN ONU BİÇERSİN DERDİ BABAM

Yorum Yap:

Bizim Buralardan Merhaba!..

Neler Yazdım?

Gazete Manşetleri

Bizim Buranın Havası

DENIZLI

© 2024 Tüm hakları saklıdır Bizim Buralar Beylerli – (Foto) Galip Çakır - Düşüncelerimi ve görüşlerimi paylaştığım adresim. Beylerli hakkında yazılarımıda burada bulabilirsiniz. (Foto) Galip ÇAKIR Wordpress