4 Şubat 2024 | Kategori: Yazılarım | 2.317 views
Bu gün yine seni hatırladımBizim buralarda baba---Aklımda hep sen vardınSoluk bile alamadımSonra baktım çarem yokResimlerine bakıp bakıp ağladım baba--- Köyde soğuk sisli bir günün gecesinde Rüyamda seni gördüm babaSeninle evimizin yolunda karşılaştıkAbtestini almış namaz için camiye gidiyordunSonra heyecanla...
Ne zaman aklıma düşsen hıçkırıklarım dizilir boğazıma nefes alamam. Haykırmak isterim Allahım, neden diye.
Bir isyan değil bu çekilecekmiş yaşanacakmış bu çile.
Yine bayram arifeleri geldi baba.
Ben mezarına gelirken çok sevdiğin kırmızı güllerden bir demet buket yaptırdım
Şafaklara bak çocuk şafaklara…
Tan yeri ağarıyor, birazdan sabah olacak.
Kaç güneşler doğacak alnına, sen yaşadıkça.
Kaç bahar, kaç kış görürsün, ne çileli günlerin olur, kim bilir.
Velhâsıl, zor günlerdeyiz, zor insanlarla yaşıyoruz bunu iyi bil.
Bu günlerde başımızdaki insanlar, senin bildiğin gibi değil çocuk.
İnsan sevgisi yok oldu, bu ülkeyi yönetenler de kendilerini bir şey sandılar.
Bu günleri iyi ki görmedi babam,
Görseydi eminim çok üzülecekti.
Otururdu evimizin tahta merdivenlerine,
ANAMIN GECE AĞITLARI 3
Dedim “Ana bazen bu günlerde üzülüp de ağladığın oluyor mu?
Seni yaz aylarında bazen buralarda yalnız bırakıyoruz.
Ama sen buralarda köyde yaşamak istiyorsun da ondan.”
ANAMIN GECE AĞITLARI 2
“Ana,” dedim, “rahmetli babamı rüyalarında gördüğün olur mu hiç?”
Derinden bir oh çekti canım anam,
Utana sıkıla, “Bazen oluyor,” dedi.
ANAMIN GECE AĞITLARI 1
Yazın köyde idim erkenden köy kahvesinden ayrıldım bu akşam
erken yatayım yarın işim var dedim Evin yolunu tuttum eve doğru vardığımda evin ışıkları sönmüştü.
Hayret anam bu gün ben gelmeden erkenden yatmış her halde diye düşündüm
Dalgalandı deli gönlümde, bu gün buralardan inadına gitmek istiyorum.
Karşı mavi bulutlu, yüce dağın yamaçlarındaki bahar çiçeklerine özlem duyuyorum.
Gün geçtikçe çekemez oldum, şu şehrin kirli havasını berbat çoğaldı gayri.
Beni rahatsız etti buralar, her cadde sokak toz.
Hepsi yaşını başını almış babalarımız dedelerimiz onlar.
Bu gün bile onların bileklerini, bükmek yürek ister.
Kahve köşelerinde oturdukları yerlerden anlatırlar
Geride kalan pembe düşlerini.
Köy kahvelerinin onur konuğudur onlar
Bu gün var yarın yok olur giderler.
Yaşlanmışlar artık,
Sonbaharda dalından düşen yaprak gibi yerlerde savrulmuşlar
Evlerinin duvarında bir çivide asılan takvim yaprakları, her gün bir bir kopmuş.
Kopan kâğıt parçasının ömürlerinden bir gün alıp gittiğini bile farkını bilmeden sanki önlerinde bulmuşlar ihtiyarlığı.
Ayakları yürümeyince kolları kaldıramayınca
İşlerini göremeyince anlamışlar.
01.01.1949’dan,2013, Yaşadığım yıllardan bunu hiç beklemiyordum.
(Bazı dostları görmeyeli, ebey zaman oldu. )
Kör olası yıllar, nede çabuk geldi geçti.
Farkına bile varamadım.
Zaman çok yordu beni.
Önümdeki gideceğim yollar, daha zorlaştı.
Komşularımdan ve arkadaşlarımdan bazıları göçüp gittiler.
Bir elveda bile diyemeden.
Sağ kalanlar bizden biraz daha uzaklaştılar.
Yakın akrabalarım ekmek kazanma telaşıyla.
Daldılar dünya işine aramaz oldular.
Unuttular kan bağımızı, canları sağ olsun.
Benim umutlarım, hayallerim, sevdalarım.
Hüzünlü bir akşamın gün batımında.
Dur bile diyemeden.
Son Yorumlar